Notas del episodio
Çorum’daki çocukluğumda, kadın-erkek, çoluk-çocuk tüm mahalle sabahın alacakaranlığında bir kamyonun ahşap kasasına dolup 4 saatlik yolculuğa çıkardık. Yanımızda bir de koyun olurdu!
İstikamet, Hacıbektaş idi.
Bir ailenin adak kurbanını götürüyoruz.
Kapısı öpülerek girilen Hacı Bektaş-i Veli türbesini ziyaret edip, niyaz eder ve bahçedeki Aslanlı çeşmeden kana kana su içerdik…
En korktuğum; -tıpkı türbenin kutsal eşiğinden geçemeyeceğim gibi- Çilehane tepesindeki delik taştan geçip geçemeyeceğim idi. Günahsızlar geçebilirdi sadece, bizde geçemeyen olmazdı…
Duvara taş yapıştırmaya çalışırdık… Bir de boynumuza, on iki köşeli “teslim taşı” kolyesi asılırdı...
Dilek için ağaca bez bağlardık; sarı, kırmızı, beyaz ve yeşil renklerden oluşan ağaç bana çok güzel görünürdü…
Yaptıklarımız tesadüf değildi:
Ya ...
... Leer más